Tanrıların Şehri Atinadan Merhabalar

Merhaba ben Sennur,

Sizinle bu blogta Avrupa gönüllülük hizmeti programı kapsamında Atina'da geçirdiğim 1 haftayı paylaşacağım. Yolculuğuma Kayseri'den başladım, otobüsle Ankara'ya geldikten sonra grup arkadaşlarımla havaalanında buluştum ve Ankara'dan İstanbul'a ardından Atina'ya vardık.

Proje, davet mektuplarımızı hazırladığı için pasaport kontrolünden geçerken hiç sıkıntı yaşamadık. Atina'ya indikten sonra Glifada da bulunan otelimize giderken çevreyi incelediğimde Alanya'ya çok benzediğini fark ettim.

Projemizin konusu işsizlikti. İlk önce bütün katılımcılar kendi ülkelerindeki işsizlik sorunu hakkında sunum yaptı. Daha sonra işsizlik hakkında Atina'da yaşayan insanlarla röportaj yaptık (herkesin ingilizce biliyor olması beni çok şaşırttı). Diğer günler hazırladığımız capsler, çektiğimiz videolar projedeki insanlarla iyice kaynaşmamızı sağladı. Buraya gelmeden önce ingilizce konuşmakla ilgili korkularım vardı. Aynı şekilde düşünen arkadaşlara sesleniyorum hiç tereddüt etmeyin projedeki arkadaşlarımız çok yardımcı oluyorlar.

Atina'yı gezdiğimizde Akropolise gittik. Akropolis dağın tepesinde Efes antik kenti gibi bir yerdi , oradan bütün Atina'yı görebiliyorsunuz.

Yunan mutfağı ile Türk mutfağı birbirine çok benzediğinden hiçbir sıkıntı çekmedim. Burada yunan döneri denedik. Türk dönerinden farklı olarak içine haydari gibi yoğurtlu bir sos katıyorlar.
Hansel ve Gratel adlı kafeye gittik. Chimney Cake yedik, kesinlikle sizin de yemenizi tavsiye ederim.

Yemeklerimizi otelde yediğimiz için para ödemedik. Sadece kişisel harcamalarımız bize aitti. Gitmeyi düşünen herkese tavsiyem yurt dışına çıkmadan önce telefon hattınızı yurt dışı kullanımına açtırmanız. Şimdiden gidecek herkese iyi eğlenceler dilerim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

No comments:

Post a Comment